Genel olarak, psikodinamik terapiler Sigmund Freud’un öğreti ve fikirlerinin modern düşünce yapısına uyarlanıp güncel şartlarda uygulayan psikoterapi modelleridir.
Psikodinamik perspektife göre, insan zihni çok yönlü, katmanlı ve karmaşıktır. Farkında olmadığımız içsel süreçleri bilinç dışı olarak tabir ediliyor olup bu süreçler bizim tepkilerimizi, inançlarımızı ve hayat seçimlerimizi belirler. Bu sebeple insan sık sık “rasyonel” olmayan mantık dışı duygular yaşar, prensiplerine ya da hedeflerine ters düşen eylemlerde bulunur. Dile getirdikleriyle eylemleri birbiriyle zıt düşebilmektedir. Örneğin kişi kendini geliştirme ve ideallerine ulaşma yolunda ilerlerken yıkıcı ve bozucu eğilimler gösterebilir, istediğini düşündüğü şeylere sahipken kendini mutsuz hissedebilir vesaire…
Psikodinamik yaklaşımın temelinde bilinç dışı, libido kuramı, psikoseksüel gelişim evreleri ve kişiliğin alt boyutları olan id, ego ve süperego yatar. Psikodinamik, ilişkileri, bireyin psikolojik gelişimini ve olgunlaşma sürecini büyük ölçüde etkileyen çocukluk dönemindeki ilk ilişkileri ön planda tutar. Gelişim evrelerinde negatif tecrübeler yaşayanların bunları hatırlamasalar bile yetişkin dönemlerindeki ilişkilerini etkilediğine inanılır. Bunun yanı sıra insan kişiliğinin bilinç dışı ve bilinç seviyesindeki faktörlerin birbirleriyle olan ilişkisinden meydana geldiği öne sürülür, oedipus ve elektra kompleksleri nezdinde patolojilerin temelleri psikoseksüel gelişim kuramı ile açıklanır.
Çağdaş psikodinamik ekoller insanın iç dünyasının merkezine ilişkileri koyar. Bu ilişkilerden kasıt ailevi (anne-baba-kardeşler ile olan), sosyal ve romantik ilişkilerin tümünü kapsayacak şekilde kişinin bu ilişkilerdeki rolleri, tutumları ve inançlarıdır. Hayatımızı yönlendiren bilinç dışı süreçler, doğumdan beri deneyimlerimizle yontulan ilişki dinamiklerimizin ürünüdür ve sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. Psikodinamik terapilerde terapist ve danışan iş birliği içerisinde -yani bir ilişki kapsamında- danışanın iç dünyasını anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Bunu yapmak için şimdiki yaşantılardan ve güncel konulardan yola çıkılır. Tanıdık duygular, tekrar eden çıkmazlar derinlemesine incelenir ve bunların kişinin yaşam öyküsü ve duygu dünyası bağlamında değerlendirilir.
İnsanın iç dünyasının derinlerine inip gerçeklerle yüzleşmesi zorlu bir süreçtir. Bu süreçte kişi istemediği, bastırdığı yönlerini keşfedebilir, bu yönler su yüzüne çıktıkça zorlayıcı duyguları beraberinde getirir. Üstelik, başka bir kişiye ruhunu tüm çıplaklığıyla sergilemek de başlı başına bir kaygı oluşturabilir. Bunun yanı sıra bu gizil yönler, hayatındaki ilişkilerin dinamikleri terapist-danışan ilişkisiyle de baş gösterebilir. Bu gibi durumlar terapist ile birlikte bu deneyimlerin içinden geçmek, anlamlandırmak ve zorlayıcı yanlarını değiştirmek için bir fırsat olarak görülür.
Psikodinamik terapilerde öncelikli amaç ortaya çıkarmak ve iç görü kazandırmaktır. Böylelikle zorlayıcı duyguların, kısır döngülerin ve tıkanmışlıkların kişinin zihninde yeni anlamlar kazanıp farklı şekillerde deneyimlenmesi ve böylece danışanın hayatındaki tıkanıkların açılması hedeflenir. Nihai hedef ise kişinin bireysel özgürlüğüne erişmesidir.
Uzman Klinik Psikolog
Kerim Baydar